Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bütün mahalle ayağa kalktı:
— Damda deli var! Sokak, bir baştan bir başa, deliyi seyre gelenlerle dolmuştu.
Önce karakoldan, sonra Müdüriyetten araba ile polisler geldi. Arkadan itfaiye yetişti. Delinin annesi,
— Yavrum, oğlum, in aşağı!... Hadi çocuğum!... diye yalvarıyordu.
Deli,
— Muhtar yapmazsanız, kendimi aşağı atarım! diyordu.
itfaiye erleri, deli aşağı atlarsa tutabilmek için branda bezini açtılar. Dokuz itfaiyeci, uçlarından tuttukları branda bezini apartımamn çevresinde dolaştırmaktan ter içinde kalmışlardı.
Komiser,
— Rica ederim, in kardeşim aşağı! diye yarı korkutmak istercesine, yarı da yumuşak bir sesle deliyi kandırmaya çalışıyordu.
— Muhtar yapın ineyim! Yoksa kendimi aşağı atarım. Yalvarmak, yakarmak, korkutmak hiçbiri para etmedi.
— Kardeşim, yahu... in be aşağı!
— Şunlara bak!... Beni aşağı indireceğinize siz yukarı çıksanıza... Kalabalıktan biri,
— Muhtar yaptık diyelim, dedi. Başka biri,
— Olmaz yahu, dedi, deliden muhtar olur mu hiç?..
— Allah Allah... Sahiden muhtar yapacak değiliz ya...
Bastonuna dayanmış bir ihtiyar,
— Olmaz, dedi, sahiden de, şakadan da yapsanız olmaz.
— Belki iner...
— inmez. Ben bunları bilirim. Bir kere yukarı çıktılar mı, artık inmezler.
— Hele bir kere aşağı insin, kolay!
— inmez! Aşağıdan birisi,
—- Seni muhtar yaptık! diye bağırdı, haydi in aşağı!.. Deli, oynamaya başladı: — inmem! Şehir Meclisine üye yapmazsanız, kendimi aşağı atarım.
ihtiyar etrafındakilere,
— Nasıl, dedi, ben size demedim mi?
— istediğini yapalım.
— Ne yapsanız inmez, insan bir kere dama çıkacak kadar delirdi mi, artık aşağı inmez.
Komiser,
— Yaptık, dedi, seni Şehir Meclisine üye yaptık. Hadi kardeşim in aşağı da arkadaşlarını bekletme!...
— İnmem! Belediye Başkanı yapın ineyim! ihtiyar,
— Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez.
Ter içinde kalan itfaiye komutanı,
— Yani belediye başkanı yapsak ne olur, dedi, yapalım. Sonra iki elini ağzına boru yapıp yukarı seslendi:
— în kardeşim!... Seni belediye başkanı yaptık, in de vazifene başla!
Deli göbek atarak,
— inmem, dedi, bir deliyi belediye başkanı yapanların arasında benim ne işim var? inmem!
— Peki, ne istiyorsun?
— Bakan yaparsanız inerim! Aşağıdakiler kısa bir tartışmadan sonra,
— Pekiy, dediler, seni Bakan da yaptık! Haydi artık in aşağı!... in... Bak herkes seni bekliyor.
Deli, elini burnuna götürüp nanik yaptı:
— inmem! Bir deliyi bakan yapanların arasına iner miyim ben!...
— Haydi kardeşim, seni bakan da yaptık, öbür bakanlar seni bekliyor. Haydi in!...
— Yağma mı var, ineyim de beni tımarhaneye kapatın! inmem!...
ihtiyar adam,
— Boşuna uğraşmayın, inmez! dedi- Ben bu delileri gayet iyi bilirim. Sizi de bakan yapsınlar, siz de inmek istemezsiniz.
Deli, barbar bağırıyordu:
—- Başbakan yapmazsanız, karışmam, kendimi aşağı atarım.
— Yaptık!... diye bağırdılar, seni Başbakan yaptık.
ihtiyar adam,
— İnmez! dedi.
Deli tekrar oynamağa başladı. Sonra da,
— Kral yapın, ineyim! dedi, kral yapmazsanız kendimi aşağı atarım.
İhtiyarın dedikleri doğru çıkıyordu. Ona danıştılar.-
— Ne dersiniz? Kral yapalım mı? İhtiyar;
— İş, işten geçti, dedi, artık ne derse yapmak zorundasınız. Bir kere nasıl olsa başbakan oldu.
— Seni kral yaptık birader! diye bağırdılar, haydi bakalım, artık in!...
Damda göbek atan deli,
— İnmem! dedi.
— Ne istiyorsun? Kral da yaptık işte!
— Yaaa... İnmem. İmparator yapın ineyim, yoksa kendimi aşağı atarım.
İhtiyar;
— Atar, dedi.
— Yaptık! diye bağırdılar. Seni imparator yaptık. Haydi gel aşağı!...
Deli,
— Sizin gibi sersemlerin arasında benim gibi imparatorun ne işi var? dedi.
— Peki, ne istiyorsun? Söyle de onu yapalım. İn be kardeşim!...
Damdaki deli,
— Ben imparator muyum? diye sordu. Aşağıdan bağırdılar:
— İmparatorsun!
— Mademki imparatorum, canım isterse inerim, istemezse inmem... İnmiyorum işte!
Komiser kızdı:
— Atlarsa atlasın be!... Bir deli eksik olur dünyadan!... diye düşündü. Düşündü ama, basma bir iş çıkabilirdi, itfaiye komutanı, ihtiyara,
— Şimdi ne yapacağız? diye sordu, bu deli hiç aşağı inmez mi?
— İner.
— Nasıl?...
— Bırakın da ben indireyim!...
Herkes ihtiyarın deliyi nasıl aşağı indireceğini merak ediyordu. İhtiyar, damdaki deliye,
— imparator hazretleri!... diye bağırdı, acaba altıncı kata çıkmak arzu buyurulur mu?
Deli gayet ciddi,
—- Pekâlâ, dedi.
Dama açılan delikten içeri girdi. Merdivenleri indi. Altıncı kat penceresinden kalabalığa bakıyordu, ihtiyar,
—- Haşmetpenah!... Beşinci kata çıkmak istemezler mi? diye sordu.
Deli,
—- Çıkarım! dedi.
Herkes şaşkınlık içindeydi. Dördüncü kat penceresinden kalabalığı seyreden deliye ihtiyar,
— Saygı değer imparatorum, acaba üçüncü kata çıkmak arzu buyururlar mı? dedi.
Deli,
— Elbette!... diye cevap verdi.
Deli üçüncü kat penceresindeydi. Artık damdaki gibi göbek atmıyor, oynamıyordu. Üzerine sahici bir kral ciddiliği gelmişti.
— Muhterem imparatorumuz, ikinci kata çıkmak istemezler mi?
— isterim.
ikinci kata da inmişti.
— Zâtı haşmetpenahîleri birinci kata çıkmak arzu ederler mi?
Deli sokağa gelmişti, kalabalığın arasındaydı. Doğruca ihtiyarın yanma gitti. Elini ihtiyarın omuzuna koydu,
— Ulan, dedi, senin de deli olduğun nasıl belli... Deli, delinin halinden anlar. Sonra komisere,
— Haydi bakalım, şimdi beni bağla da tımarhaneye gönder, dedi. Deliye nasıl muamele edilir, öğrendin mi?
Deliyi götürürlerken, meraklı bir kalabalık ihtiyarın etrafmı aldılar:
— Beybaba, nasıl yaptın bu işi yahu?... İhtiyar;
— Eeee... dedi, kolay değil, kırk sene politika içinde yuğrulduk-
Sonra bir göğüs geçirerek,
— Ah, ah!... dedi, şimdi bacaklarımda derman olsa,, ben de dama çıkardım, kimse de aşağı indiremezdi.
Yazarın Adı: Aziz NESİN
Hikayenin Alındığı Kitabın Adı: Damda Deli Var
Hikayenin Alındığı Kitabın Baskısı-Boyutu: İstanbul,2004,1.basım 13×12
Yayına Hazırlayan: Nesin yayınevi
Konu: İktidarın doyumsuzluğu hep daha fazlasını istemesi
Ana Düşünce: İktidara gelen kişilerin fütursuzca yükselmeye çalışması gücü eline aldıkça hep daha fazlasını isteyip bir hastalık haline gelmesi
Tez-Mesaj-İleti: Delinin biri bir kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramaz. O taşı yine kendisi gibi delinin biri çıkarır ve elinde olsa o kuyuya daha fazla taşı o atar. Yani siyasetin içinde yoğrulmuş insanların doyumsuzluğu doyumsuz istekleri bundan rahatsız olanların onu indirmek isterken daha fazla yüceltmesi onların yapmak istediklerini yine siyasetin içinde olan birinin ( delinin ) yapması. Daha sonra da böyle kişilere nasıl muamele yapılacağının öğrenilmesi.
Özet: Delinin biri dama çıkar. Sokak onu izlemek isteyenlerle baştan sona kadar dolar. Deliyi damdan indirmek için delinin annesi, polis, itfaiye gelir. Deliyi çıktığı damdan indirmeye çalışırlar. Deli damdan inmek için çeşitli isteklerde bulunur isteğinin her kabul edilişinde daha fazlasını ister ve isteklerinin ardı arkası kesilmez. Daha sonra halktan biri çıkar ve oradan indirebileceğini söyler. Deliyi damdan indirir ve indirmek için ne yapılması gerektiğini açıklar.
Hikayenin Türü: Olay Hikayesi
İçerik Yönünden Hikayenin Türü:
Toplumsal hayatın aksayan yönlerini, alaya elverişli kişi, durum ve olayları abartarak güldürücü ve akıcı bir anlatımla verdi. Onun mizah hikâyeleri yalnız eğlendirmekle kalmaz, güldürücü durumlar, tuhaf karşıtlıklar aracılığıyla toplumdaki bozuklukları göstermeğe, bunların nedenlerini belirtmeğe de çalışır.
Olaylar :
1) Delinin biri dama çıkar.
2) Deliyi izlemek için insanlar sokağı baştan başa doldurur.
3)Delinin annesi, polis, itfaiye, deliyi çıktığı damdan indirmek için olay yerine gelirler
4) Deliyi damdan indirmek için uğraşırlar.
5)Deli damdan inmek için çeşitli şartlar sunar.
6) Delinin istekleri kabul edilir. Her kabul edildiği isteğin üzerine daha fazla istekler sunar ve kabul edilmesini yoksa atlayacağınız söyler.
7) Halktan bir kişi hikayenin sonunda kendisinin de deli olduğu anlaşılan biri onu nasıl indireceğini bildiğini söyler.
8) Halktan olan kişi söylediğini yapar ve deliyi damdan indirir.
9) Damdan inen deliyi yakalarlar ve tımarhaneye gönderirler onu indiren kişinin kendisi gibi deli olduğu bu yüzden nasıl indirdiğini öğrenirler.
İnsan ilişkileri : Mizah ve eğlenceye dayanır. Kamudan insanlar ve halk tan insanlar arasında geçen bir ilişki vardır. Görev sorumluluk ilişkisi üzerine dayanır.
Kişiler: Deli ( ana karakter ) delinin annesi, polis , itfaiye, halktan bir kişi ( diğer deli ) ve halk
Zaman: kısa vak’ alı zaman kullanılmıştır. Zaman belirgin şekilde verilmemiştir. Hikaye içinde sezinletilmiştir. Delinin dama çıkması ve onun oradan indirilmesi arasında geçen bir sürede hikaye anlatılmıştır. Buradan da çok uzun bir zaman olmadığını anlamaktayız.
Mekan: Mekan açık bir ortamdır. Belirgindir. Çok fazla mekan kullanılmamış kısa zamanda geçtiği için hikayenin başından sonuna mekan aynıdır. Sokak ve apartmanın damıdır.
Dil- Üslup: Metin baştan sona kadar diyaloglar halindedir. Günlük konuşma dili kullanılmış. Mizahi ve alaycı bir üslubu vardır. Toplumsal olayları alaycı bir şekilde anlatmıştır.
Örneğin :
Deli,
— Muhtar yapmazsanız, kendimi aşağı atarım! diyordu
itfaiye erleri, deli aşağı atlarsa tutabilmek için branda bezini açtılar Dokuz itfaiyeci, uçlarından tuttukları branda bezini apartımamn çevresinde dolaştırmaktan ter içinde kalmışlardı
Komiser,
— Rica ederim, in kardeşim aşağı! diye yarı korkutmak istercesine, yarı da yumuşak bir sesle deliyi kandırmaya çalışıyordu
— Muhtar yapın ineyim! Yoksa kendimi aşağı atarım
Yalvarmak, yakarmak, korkutmak hiçbiri para etmedi
— Kardeşim, yahu… in be aşağı!
— Şunlara bak!… Beni aşağı indireceğinize siz yukarı çıksanıza…
Kalabalıktan biri,
— Muhtar yaptık diyelim, dedi Başka biri,
— Olmaz yahu, dedi, deliden muhtar olur mu hiç?
— Allah Allah … Sahiden muhtar yapacak değiliz ya…
Bastonuna dayanmış bir ihtiyar,
— Olmaz, dedi, sahiden de, şakadan da yapsanız olmaz
Dil Sapmaları: Yazar eserinde küfre yer vermemiştir fakat iki diyalogda argo kelimeler kullanılıştır.
Örneğin :
- Deli, elini burnuna götürüp nanik yaptı.
- Ulan, dedi, senin de deli olduğun nasıl belli… Deli, delinin halinden anlar
- Beybaba, nasıl yaptın bu işi yahu?…
Çevre: Sokak ortamı bulunmaktadır
Hikayenin Ekolü: Aziz NESİN toplumsal gerçekçi ekolun temsilcilerindendir. Yalın bir dille toplumdaki aksayan yönleri, yergiye elverişli tarafları abartılı tiplerle ironik bir şekilde anlatan roman, hikaye ve oyunları ile tanınır.
Toplumsal hayatın aksayan yönlerini, alaya elverişli kişi, durum ve olayları abartarak güldürücü ve akıcı bir anlatımla verdi. Onun mizah hikâyeleri yalnız eğlendirmekle kalmaz, güldürücü durumlar, tuhaf karşıtlıklar aracılığıyla toplumdaki bozuklukları göstermeğe, bunların nedenlerini belirtmeğe de çalışı.
Hikaye Üzerine Okur Düşüncesi:
Aziz Nesin bu hikayesini de olağan üstü bir güzellikte işlemiş. Toplumsal konuları alaya alarak işlemiş ve başarılı bir şekilde hikayede anlatmıştır. Niçin kendisine mizah ustası denildiğini bu hikayesinde de göstermiştir. Eseri okuyanları eğlendiriyor aynı zamanda da düşünmeye itiyor ve sorgulamaya sevk ediyor.
Tarih: 2019-11-30 20:07:39 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Damda Deli Var! Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Özet
DAMDA DELİ VAR!Bütün mahalle ayağa kalktı:
— Damda deli var! Sokak, bir baştan bir başa, deliyi seyre gelenlerle dolmuştu.
Önce karakoldan, sonra Müdüriyetten araba ile polisler geldi. Arkadan itfaiye yetişti. Delinin annesi,
— Yavrum, oğlum, in aşağı!... Hadi çocuğum!... diye yalvarıyordu.
Deli,
— Muhtar yapmazsanız, kendimi aşağı atarım! diyordu.
itfaiye erleri, deli aşağı atlarsa tutabilmek için branda bezini açtılar. Dokuz itfaiyeci, uçlarından tuttukları branda bezini apartımamn çevresinde dolaştırmaktan ter içinde kalmışlardı.
Komiser,
— Rica ederim, in kardeşim aşağı! diye yarı korkutmak istercesine, yarı da yumuşak bir sesle deliyi kandırmaya çalışıyordu.
— Muhtar yapın ineyim! Yoksa kendimi aşağı atarım. Yalvarmak, yakarmak, korkutmak hiçbiri para etmedi.
— Kardeşim, yahu... in be aşağı!
— Şunlara bak!... Beni aşağı indireceğinize siz yukarı çıksanıza... Kalabalıktan biri,
— Muhtar yaptık diyelim, dedi. Başka biri,
— Olmaz yahu, dedi, deliden muhtar olur mu hiç?..
— Allah Allah... Sahiden muhtar yapacak değiliz ya...
Bastonuna dayanmış bir ihtiyar,
— Olmaz, dedi, sahiden de, şakadan da yapsanız olmaz.
— Belki iner...
— inmez. Ben bunları bilirim. Bir kere yukarı çıktılar mı, artık inmezler.
— Hele bir kere aşağı insin, kolay!
— inmez! Aşağıdan birisi,
—- Seni muhtar yaptık! diye bağırdı, haydi in aşağı!.. Deli, oynamaya başladı: — inmem! Şehir Meclisine üye yapmazsanız, kendimi aşağı atarım.
ihtiyar etrafındakilere,
— Nasıl, dedi, ben size demedim mi?
— istediğini yapalım.
— Ne yapsanız inmez, insan bir kere dama çıkacak kadar delirdi mi, artık aşağı inmez.
Komiser,
— Yaptık, dedi, seni Şehir Meclisine üye yaptık. Hadi kardeşim in aşağı da arkadaşlarını bekletme!...
— İnmem! Belediye Başkanı yapın ineyim! ihtiyar,
— Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez.
Ter içinde kalan itfaiye komutanı,
— Yani belediye başkanı yapsak ne olur, dedi, yapalım. Sonra iki elini ağzına boru yapıp yukarı seslendi:
— în kardeşim!... Seni belediye başkanı yaptık, in de vazifene başla!
Deli göbek atarak,
— inmem, dedi, bir deliyi belediye başkanı yapanların arasında benim ne işim var? inmem!
— Peki, ne istiyorsun?
— Bakan yaparsanız inerim! Aşağıdakiler kısa bir tartışmadan sonra,
— Pekiy, dediler, seni Bakan da yaptık! Haydi artık in aşağı!... in... Bak herkes seni bekliyor.
Deli, elini burnuna götürüp nanik yaptı:
— inmem! Bir deliyi bakan yapanların arasına iner miyim ben!...
— Haydi kardeşim, seni bakan da yaptık, öbür bakanlar seni bekliyor. Haydi in!...
— Yağma mı var, ineyim de beni tımarhaneye kapatın! inmem!...
ihtiyar adam,
— Boşuna uğraşmayın, inmez! dedi- Ben bu delileri gayet iyi bilirim. Sizi de bakan yapsınlar, siz de inmek istemezsiniz.
Deli, barbar bağırıyordu:
—- Başbakan yapmazsanız, karışmam, kendimi aşağı atarım.
— Yaptık!... diye bağırdılar, seni Başbakan yaptık.
ihtiyar adam,
— İnmez! dedi.
Deli tekrar oynamağa başladı. Sonra da,
— Kral yapın, ineyim! dedi, kral yapmazsanız kendimi aşağı atarım.
İhtiyarın dedikleri doğru çıkıyordu. Ona danıştılar.-
— Ne dersiniz? Kral yapalım mı? İhtiyar;
— İş, işten geçti, dedi, artık ne derse yapmak zorundasınız. Bir kere nasıl olsa başbakan oldu.
— Seni kral yaptık birader! diye bağırdılar, haydi bakalım, artık in!...
Damda göbek atan deli,
— İnmem! dedi.
— Ne istiyorsun? Kral da yaptık işte!
— Yaaa... İnmem. İmparator yapın ineyim, yoksa kendimi aşağı atarım.
İhtiyar;
— Atar, dedi.
— Yaptık! diye bağırdılar. Seni imparator yaptık. Haydi gel aşağı!...
Deli,
— Sizin gibi sersemlerin arasında benim gibi imparatorun ne işi var? dedi.
— Peki, ne istiyorsun? Söyle de onu yapalım. İn be kardeşim!...
Damdaki deli,
— Ben imparator muyum? diye sordu. Aşağıdan bağırdılar:
— İmparatorsun!
— Mademki imparatorum, canım isterse inerim, istemezse inmem... İnmiyorum işte!
Komiser kızdı:
— Atlarsa atlasın be!... Bir deli eksik olur dünyadan!... diye düşündü. Düşündü ama, basma bir iş çıkabilirdi, itfaiye komutanı, ihtiyara,
— Şimdi ne yapacağız? diye sordu, bu deli hiç aşağı inmez mi?
— İner.
— Nasıl?...
— Bırakın da ben indireyim!...
Herkes ihtiyarın deliyi nasıl aşağı indireceğini merak ediyordu. İhtiyar, damdaki deliye,
— imparator hazretleri!... diye bağırdı, acaba altıncı kata çıkmak arzu buyurulur mu?
Deli gayet ciddi,
—- Pekâlâ, dedi.
Dama açılan delikten içeri girdi. Merdivenleri indi. Altıncı kat penceresinden kalabalığa bakıyordu, ihtiyar,
—- Haşmetpenah!... Beşinci kata çıkmak istemezler mi? diye sordu.
Deli,
—- Çıkarım! dedi.
Herkes şaşkınlık içindeydi. Dördüncü kat penceresinden kalabalığı seyreden deliye ihtiyar,
— Saygı değer imparatorum, acaba üçüncü kata çıkmak arzu buyururlar mı? dedi.
Deli,
— Elbette!... diye cevap verdi.
Deli üçüncü kat penceresindeydi. Artık damdaki gibi göbek atmıyor, oynamıyordu. Üzerine sahici bir kral ciddiliği gelmişti.
— Muhterem imparatorumuz, ikinci kata çıkmak istemezler mi?
— isterim.
ikinci kata da inmişti.
— Zâtı haşmetpenahîleri birinci kata çıkmak arzu ederler mi?
Deli sokağa gelmişti, kalabalığın arasındaydı. Doğruca ihtiyarın yanma gitti. Elini ihtiyarın omuzuna koydu,
— Ulan, dedi, senin de deli olduğun nasıl belli... Deli, delinin halinden anlar. Sonra komisere,
— Haydi bakalım, şimdi beni bağla da tımarhaneye gönder, dedi. Deliye nasıl muamele edilir, öğrendin mi?
Deliyi götürürlerken, meraklı bir kalabalık ihtiyarın etrafmı aldılar:
— Beybaba, nasıl yaptın bu işi yahu?... İhtiyar;
— Eeee... dedi, kolay değil, kırk sene politika içinde yuğrulduk-
Sonra bir göğüs geçirerek,
— Ah, ah!... dedi, şimdi bacaklarımda derman olsa,, ben de dama çıkardım, kimse de aşağı indiremezdi.
İnceleme
1. ŞEKİL (DIŞ YAPI)
Hikayenin Adı: Damda Deli VarYazarın Adı: Aziz NESİN
Hikayenin Alındığı Kitabın Adı: Damda Deli Var
Hikayenin Alındığı Kitabın Baskısı-Boyutu: İstanbul,2004,1.basım 13×12
Yayına Hazırlayan: Nesin yayınevi
2. MUHTEVA (İÇ YAPI)
Tema: SiyasetKonu: İktidarın doyumsuzluğu hep daha fazlasını istemesi
Ana Düşünce: İktidara gelen kişilerin fütursuzca yükselmeye çalışması gücü eline aldıkça hep daha fazlasını isteyip bir hastalık haline gelmesi
Tez-Mesaj-İleti: Delinin biri bir kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramaz. O taşı yine kendisi gibi delinin biri çıkarır ve elinde olsa o kuyuya daha fazla taşı o atar. Yani siyasetin içinde yoğrulmuş insanların doyumsuzluğu doyumsuz istekleri bundan rahatsız olanların onu indirmek isterken daha fazla yüceltmesi onların yapmak istediklerini yine siyasetin içinde olan birinin ( delinin ) yapması. Daha sonra da böyle kişilere nasıl muamele yapılacağının öğrenilmesi.
Özet: Delinin biri dama çıkar. Sokak onu izlemek isteyenlerle baştan sona kadar dolar. Deliyi damdan indirmek için delinin annesi, polis, itfaiye gelir. Deliyi çıktığı damdan indirmeye çalışırlar. Deli damdan inmek için çeşitli isteklerde bulunur isteğinin her kabul edilişinde daha fazlasını ister ve isteklerinin ardı arkası kesilmez. Daha sonra halktan biri çıkar ve oradan indirebileceğini söyler. Deliyi damdan indirir ve indirmek için ne yapılması gerektiğini açıklar.
Hikayenin Türü: Olay Hikayesi
İçerik Yönünden Hikayenin Türü:
Toplumsal hayatın aksayan yönlerini, alaya elverişli kişi, durum ve olayları abartarak güldürücü ve akıcı bir anlatımla verdi. Onun mizah hikâyeleri yalnız eğlendirmekle kalmaz, güldürücü durumlar, tuhaf karşıtlıklar aracılığıyla toplumdaki bozuklukları göstermeğe, bunların nedenlerini belirtmeğe de çalışır.
Olaylar :
1) Delinin biri dama çıkar.
2) Deliyi izlemek için insanlar sokağı baştan başa doldurur.
3)Delinin annesi, polis, itfaiye, deliyi çıktığı damdan indirmek için olay yerine gelirler
4) Deliyi damdan indirmek için uğraşırlar.
5)Deli damdan inmek için çeşitli şartlar sunar.
6) Delinin istekleri kabul edilir. Her kabul edildiği isteğin üzerine daha fazla istekler sunar ve kabul edilmesini yoksa atlayacağınız söyler.
7) Halktan bir kişi hikayenin sonunda kendisinin de deli olduğu anlaşılan biri onu nasıl indireceğini bildiğini söyler.
8) Halktan olan kişi söylediğini yapar ve deliyi damdan indirir.
9) Damdan inen deliyi yakalarlar ve tımarhaneye gönderirler onu indiren kişinin kendisi gibi deli olduğu bu yüzden nasıl indirdiğini öğrenirler.
İnsan ilişkileri : Mizah ve eğlenceye dayanır. Kamudan insanlar ve halk tan insanlar arasında geçen bir ilişki vardır. Görev sorumluluk ilişkisi üzerine dayanır.
Kişiler: Deli ( ana karakter ) delinin annesi, polis , itfaiye, halktan bir kişi ( diğer deli ) ve halk
Zaman: kısa vak’ alı zaman kullanılmıştır. Zaman belirgin şekilde verilmemiştir. Hikaye içinde sezinletilmiştir. Delinin dama çıkması ve onun oradan indirilmesi arasında geçen bir sürede hikaye anlatılmıştır. Buradan da çok uzun bir zaman olmadığını anlamaktayız.
Mekan: Mekan açık bir ortamdır. Belirgindir. Çok fazla mekan kullanılmamış kısa zamanda geçtiği için hikayenin başından sonuna mekan aynıdır. Sokak ve apartmanın damıdır.
Dil- Üslup: Metin baştan sona kadar diyaloglar halindedir. Günlük konuşma dili kullanılmış. Mizahi ve alaycı bir üslubu vardır. Toplumsal olayları alaycı bir şekilde anlatmıştır.
Örneğin :
Deli,
— Muhtar yapmazsanız, kendimi aşağı atarım! diyordu
itfaiye erleri, deli aşağı atlarsa tutabilmek için branda bezini açtılar Dokuz itfaiyeci, uçlarından tuttukları branda bezini apartımamn çevresinde dolaştırmaktan ter içinde kalmışlardı
Komiser,
— Rica ederim, in kardeşim aşağı! diye yarı korkutmak istercesine, yarı da yumuşak bir sesle deliyi kandırmaya çalışıyordu
— Muhtar yapın ineyim! Yoksa kendimi aşağı atarım
Yalvarmak, yakarmak, korkutmak hiçbiri para etmedi
— Kardeşim, yahu… in be aşağı!
— Şunlara bak!… Beni aşağı indireceğinize siz yukarı çıksanıza…
Kalabalıktan biri,
— Muhtar yaptık diyelim, dedi Başka biri,
— Olmaz yahu, dedi, deliden muhtar olur mu hiç?
— Allah Allah … Sahiden muhtar yapacak değiliz ya…
Bastonuna dayanmış bir ihtiyar,
— Olmaz, dedi, sahiden de, şakadan da yapsanız olmaz
Dil Sapmaları: Yazar eserinde küfre yer vermemiştir fakat iki diyalogda argo kelimeler kullanılıştır.
Örneğin :
- Deli, elini burnuna götürüp nanik yaptı.
- Ulan, dedi, senin de deli olduğun nasıl belli… Deli, delinin halinden anlar
- Beybaba, nasıl yaptın bu işi yahu?…
Çevre: Sokak ortamı bulunmaktadır
Hikayenin Ekolü: Aziz NESİN toplumsal gerçekçi ekolun temsilcilerindendir. Yalın bir dille toplumdaki aksayan yönleri, yergiye elverişli tarafları abartılı tiplerle ironik bir şekilde anlatan roman, hikaye ve oyunları ile tanınır.
Toplumsal hayatın aksayan yönlerini, alaya elverişli kişi, durum ve olayları abartarak güldürücü ve akıcı bir anlatımla verdi. Onun mizah hikâyeleri yalnız eğlendirmekle kalmaz, güldürücü durumlar, tuhaf karşıtlıklar aracılığıyla toplumdaki bozuklukları göstermeğe, bunların nedenlerini belirtmeğe de çalışı.
Hikaye Üzerine Okur Düşüncesi:
Aziz Nesin bu hikayesini de olağan üstü bir güzellikte işlemiş. Toplumsal konuları alaya alarak işlemiş ve başarılı bir şekilde hikayede anlatmıştır. Niçin kendisine mizah ustası denildiğini bu hikayesinde de göstermiştir. Eseri okuyanları eğlendiriyor aynı zamanda da düşünmeye itiyor ve sorgulamaya sevk ediyor.
Tarih: 2019-11-30 20:07:39 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx